EBCED HESABI
En meşhurlarından biri şudur:
Aman lafzı senin ism-i şerîfinle müsavidir Anınçin aşıkın
zikri amandır ya Resulullah Keza bu konuda ilim = amel = sa'y kelimelerinin sayı değeri 140'dır. Hem sayı
değeri itibariyle hem de anlamca aralarında bir irtibat vardır. Hilâl, lâle ve Allah lafzı da sayı
değeri bakımından 66 etmektedir. Bu husustan dolayı kültürümüzde hilâl ve lâleye daha özel bir yer verilmiştir
Çocuğa isim verilirken:
Doğum tarihinin bir kelime veya bir, iki isimle belirlenmesidir. Hangi
isimler çocuğun doğduğu seneyi ebced hesabıyla verirse, o isimlerden biri çocuğa verilmiştir.
Meselâ: H. 1311'de doğan çocuğa "Mahmud Bahtiyar", "Süleyman Hurşid", "Yusuf Mazhari', "Ömer Rıza" ve
"Recep Servet" gibi isimlerden biri verilebilir. Çünkü bunların her biri 1311 etmektedir.
Kitap ve Makalelerde:
Eskiden kitapların önsöz, giriş, takdim sayfaları ile numara
almayan sayfalar hep ebced alfabesine göre numaralandırılmıştır. Kitapların ay ve sene kayıtları,
yazı bölümleri ve madde başlıkları hep ebced düzenine göre tanzim edilmiştir.
Resmi devlet kayıtlarında:
Devlet arşivlerinde yer alan birçok resmî belgeler, tutanaklar, fezleke
ve mazbatalar, tarihler başta olmak üzere vak'anüvis kayıtları, vakıf kayıtları ile sayım
ve envanter hesapları hep bu hesaba göre tanzim edilmiştir.
İlimlerde:
Fizik, matematik, geometri ve astronomide sıkça kullanılmıştır.
"Sa'fas" kelimesinin harfleri kullanılmıştır. Astronomide buyük rakamlar "ğayn" harfinin birkaç tekrarı
ile de sağlanabilmiştir. Ebced hesabı, musikide de kullanılmıştır. Buna göre sesler ve
perdeleri ebced alfabe düzeninden istifade edilerek oluşturulan bir "ebced notası" ile belirlenmiştir. Bu hesabın
en çok kullanıldığı yerlerden biri hiç şüphesiı mimarlık tır. Özellikle Mimar Sinan,
eserlerinde, boyutların modüler düzeninde çok sık kullanılmıştır. Temel lslâmî kavramlardan
oluşan bu hususa birkaç misal verelim:
Süleymaniye'de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi 66 arşın
yüksekliktedir. Ebced'e göre "Âdem' 45, "Allah" lafzı da 66 etmektedir. Yine Selimiye'de de kubbeyi taşıyan
8 ayağın merkezlerinden geçen dairenin çapı 45 arşındır. Kubbe kenarı zeminden 45, minare
alemi buradan itibaren 66 arşındır. Süleymaniye ve Selimiye'nin görünen silüetleri 92 arşındır
ki, bu da "Muhammed" kelimesinin karşılığıdır.
Cifr ve Vefk ilimlerinde :
Ebced hesabı ayrıca cifr, vefk gibi ilimlerde, astrolojide, define
aramada da kullanılmıştır.
Tasavvuf ve Din ilimlerinde :
Ebced hesabının tasavvuf ve din ilimlerinde kullanıldığına
şahit olmaktayız. Özellikle "Kelime-i Tevhid" veya "Esmâ-i Hüsn"a"dan bir ismin kaç aded zikr edileceği ebced
tablosuna göre tayin edilir. Kur'an tefsirlerinde ve hatta Kadir gecesinin tayininde de ebcedin kullanıldığını
bilmekteyiz.
Tarih düşürmede :
Ebced hesabının en fazla en fazla kullanıldığı
yer hiç şüphesiz tarih düşürmedir. Bunun için o olayın tarihini verecek ustalıklı bir kelime veya
mısra söylenir ki, hesaplandığında o olayın tarihi ortaya çıkar. lşte "tarih düşürme
sanatı" adı verilen bu sanat divan edebiyatı boyunca kullanılmış ve bütün kültür varlıklarımızın
kitabelerinde yer almıştır.
Eski ve gelecek olayların tarihlerini bulmada:
Özellikle Kuran-ı Kerim ve hadislerden yapılan çalışmalarla
geçmiş ve gelecek olaylara ait tahminler yapılmıştır. İstanbulun Fethinin "beldetun tayyibetun..."
cümlesinden çıkartılması gibi. Bediüzzaman said-i Nursi'nin Sikke-i Tasdik-i Ğaybi adlı eserinde
bununla ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır.
ABI
Ebced" kelimesi, Arap alfabesindeki
harflerin kolay ezberlenebilmesi için, harflerin birleştirilmesiyle meydana gelen 8 anlamsız kelimenin ilkidir.
Ebced, ilk kelimenin adı olduğu gibi, aynı zamanda diğer kelimelerin tümünün de adıdır.
Yani ebced, eski alfabeye
verilen addır. "Abcad, ebicad, ebiced ve abucad" da denmesine rağmen tutunmuş şekli ebced dir. 8 anlamsız
kelime soldan sağa doğru şöyle sıralanır: Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Sa'fas, Karaşet, Sehaz
ve Zazağ. Son kelime "Zazığlen" veya "Zazağlen" şeklinde de okunmuştur. Ebced'in menşei
hakkında çok şeyler söylenmiştir. Bunların pek çoğu rivayetlerden oluşmaktadır. Alfabeyi
oluşturan 8 kelimenin ilk 6'sının Medyen ülkesinin krallarının adları olduğu; 6 şeytanın
adı olduğu; haftanın günlerinin her birinin adı olduğu; ilâhî Isimlerin baş harfleri olduğu;
Hz. Adem (A.S.)'in cennetten kovuluşunun evreleri olduğu; İlâhî emirleri ve yasakları verdiği; Pers
hükümdarı Sâbûr'un çocuklarının adları olduğu vs. gibi birbirinden farklı rivayet ve yorumlara
konuyla ilgili kaynaklarda sıkça rastlanmaktadır. Bunun yanısıra ebcedi dinî motiflerle açıklayan
kaynaklar da vardır.
Ebced'in en büyük özelliği
"Ebced hesabı" adı verilen bir işlemde kullanılmasıdır. Buna göre, ebced ifadesindeki her harfin
bir sayı değeri vardır ve bu değerlerden istifadeyle bir çok konuda pek çok
işlemler yapılmıştır.
İşte bunların her birine bu hesabın adı verilir. Ebced alfabe düzeninin harfleri 1'den 9'a, 10'dan
90'a, 100'den 1000'e doğru numaralandırılır. Bunu yukarıdaki tabloda görebiliriz.
Ayrıca bu alfabede gözükmeyen
"pe" harfi "be " gibi, "çe" harfi de "cim" gibi kabul edilerek onların sayı değerlerini alır. Eskilerin
"hisâb el-cümel" dedikleri, ebced hesabının 4 çeşidi vardır: "Büyük", "en büyük", "küçük" ve "en küçük"
ebced hesabı. Yukarıdaki tablo, eskiden büyük ebced (cümel-i kebîr) olarak ele alınmış, ama bugün
küçük ebced (cümelsağir) olarak değerlendirilmektedir. Kultanıldıgı Yerler Ebced alfabe düzeninde
her bir harfin bir rakama tekâbül etmesi keyfiyeti, Türk-İslâm kültüründe, hemen hemen her sahaya yayılan bir kullanımı
ortaya koymuştur. Rakamla ifâde edilecek şeyler yazıyla, yazıyla ifâde edilecek şeyler de rakamla
sembolize edilir olmuştur.
Kullanıldığı
yerler kısaca şöyle sıralanabilir:
Günlük ihtiyaçlarda:
Özel notlar ve ticarî ilişkilerde
kullanılmıştır. Meselâ: 100 akçe alacağı olan birisi alacaklı olduğu kişiye bir
kağıt üzerinde bir kaf harfı yazıp gönderince hem alacağını istemiş, hem de konuyu
aracıdan
saklamış oluyordu.
İsim sembolü olarak:
İki veya daha fazla kelimenin
sayı değerlerinin aynı olmasından istifadeyle birini söylemekle diğeri kastedilmiş kabul edilerek
halk arasında kullanılagelmiştir. Meselâ: "Muhammed" kelimesi 92'dir. "Aman' kelimesi de 92'dir. "Mevlevî"
kelimesi de 92' ettiğinden bu kavramlar arasında bir alaka kurulmuştur.